Endülüs’ü hepimiz tarih derslerinden az çok hatırlarız. Bu kadar köklü bir kültürün izlerinin günümüze kadar gelmiş olması ve bu izleri canlı canlı görebilmenin keyfi yaşadığım değişik deneyimlerden biriydi. Keşfedebildiğim noktalardaki deneyimlerimi içeren bu yazı dizisi bir gün yolu bu topraklara düşen herkesin işinize yarayacak diye düşünüyorum.
Endülüs’ün tarihini hatırlatmak istiyorum çünkü buranın kültürünü anlayabilmek için mutlaka ön bilgiye ihtiyaç olduğu görüşündeyim. Devletin kuruluşu 756 yılı olarak bilinmekte olup bugünkü Portekiz ve İspanya sınırlarının (İber Yarımadası) Müslümanların egemenliğine geçmesi sonucunda olmuştur. Kültür, sanat, ilim, felsefe anlamında oldukça ileride olan devlet Rönesans’ın da doğuşuna da zemin hazırlamıştır. 1492 yılında Hristiyanlar tarafından Araplar tamamen İber Yarımadası’ndan çıkarılmıştır ve bu dönemden kalan bir çok eser talan edilmiştir. Buna rağmen gezdiğimiz her noktadaki Arap etkisini çok net bir şekilde gözlemleyebilmek şansına eriştik.
Endülüs İspanya’nın güneyinde Cadiz, Cordoba, Granada, Malaga ve Sevilla gibi büyük şehirleri kapsayan oldukça büyük bir bölge ve Arapların yer aldığı tarihinden dolayı kültürü diğer İspanya bölgelerinden oldukça farklı. Hem bizden bir parçayı içinde barındırması hem de bu parçanın İspanyollar’la olan müthiş uyumu beni resmen büyüledi desem yanlış olmaz.
Endülüs’ün meşhur beyaz köylerini daha önce duymadıysanız sıkı durun, size efsane bir rota önerisi ile geldim. Öncelikle bu köylerin kurulma hikayesi ile başlayalım. 19 yüzyılın başlarında gemi ile gelen sarı humma salgınından dolayı insanlar tepe noktalara kaçmaya başlıyor. Bu önlem yetmeyince kralın emri doğrultusunda mikrobu önlemek için tüm evlerin kireç ile boyanıyor. Günümüzde de turistik faaliyetler için köylerin renkleri değiştirilmiyor.
Beyaz köylerden Ronda, Zahara de la Sierra, Olvera ve Setenil de las Bodegas’ı gezme şansımız oldu. Ronda’da konaklayarak araç ile diğer 3 köyü 1 günde gezecek şekilde yaptık planımızı. Ronda hariç köylerin hiçbirine araç ile girişe izin verilmiyor. Aracınızı köylerin dışında park edip yürüyerek dolaşmanız gerekiyor. Ücretsiz ve yeterli kapasitede park yeri mevcut olduğu için bu konuda herhangi bir zorluk yaşamadık.
Ronda’da konaklayarak yaptığımız beyaz köy rotası bu yazımızın en güzel keşfiydi. Eğer sizin de ilgilinizi çekti ise Endülüs Köyleri’nden olan Ronda Gezi Rehberi, Zahara de la Sierra Gezi Rehberi ve Olvera Gezi Rehberi yazılarım da tam size göre demektir.
Endülüs bölgesinde atlanmaması gereken bir diğer konu siesta. İspanyollar sıcak havanın etkisi ile günün belirli saatlerinde işlerini bırakıp dinlenerek adeta havanın serinlemesini bekliyorlar. Bu şu demek oluyor saat 16:00 ile 20:00 arasında acıkırsanız vay halinize. Daha önce İspanya’nın büyük şehirlerini dolaştığımız için bu uygulamayı gördüğümüz esnaf sayısı oldukça düşüktü. Endülüs’te küçük köyleri ve şehirleri dolaşınca herkesin bu uygulamaya göre hareket ettiğini görünce yemek saatlerimizi değiştirmek durumunda kaldık. Siz de mecburen bu duruma ayak uyduracaksınız, baştan bilgisini vermiş oldum.
Yorum Yapabilirsiniz