Paris, şehir olarak görsel estetikliğinin yanında lezzetleri ile de sizi memnun edecek bir şehir. Nisan ayında deneyimleme şansı bulduğum Paris lezzetlerini değişen hayatımızdan dolayı Temmuz ayında yayınlamak zorunda kalsam da hepsinin tadı dün gibi aklımda. Yediniz içtiğiniz neredeyse her şeyin inanılmaz lezzetli olduğu nadir şehirlerden biri.
Paris’in lezzet notlarına geçmeden önce Paris Genel Bilgiler ve Paris Gezi Rehberi yazılarımı da buraya bırakıyorum.
Birazdan sıralayacağım yerlerin çoğunu Paris’e gitmeden önce büyük bir titizlikle araştırmış olsam da araştırmadan rastgele oturduğumuz yerler de bizi lezzet olarak mest etmeyi başardı. Listeye geçmeden özellikle belirtmek istediğim bir kaç konu var.
İlk olarak Paris’in Avrupa içinde en pahalı şehirlerden biri olduğunu bilerek plan yapmanızda fayda olduğunu hatırlatmak istiyorum. İspanya’da günlerce yediğimiz yemek ücretini Paris’te tek günde harcayabilirsiniz.
Gideceğiniz yer aşağıdaki listede olsun olmasın mutlaka dikkat etmeniz gereken şey rezervasyon konusu. Paris her mevsimde yoğun turist çeken bir yer olduğu için çok bilinen (turistik) restoranlar genelde dolu oluyor. Gittiğiniz zaman hayal kırıklığına uğramamak ve dakikalar boyunca uzun sıralar beklememek için rezervasyonunuzu önceden yapmanızı şiddetle tavsiye ediyorum.
Değinmek istediğim bir diğer konu da Paris’in çok büyük olmasından kaynaklı her yere toplu taşıma ile ulaşmanız gerekiyor. Hal böyle olunca gezdiğiniz yerlerle yemek yiyeceğiniz yerlerin aynı bölgede olmasını sağlayacak şekilde planlama yaparsanız zamandan ciddi derecede tasarruf etmiş olursunuz.
Son bir tavsiyem daha var: Gideceğiniz yerlerin açık olduğu gün ve saatlere özellikle dikkat edin. Ummadığınız günlerde ve saatlerde restoranlar sürpriz bir şekilde kapalı olabiliyor.
Sözü daha fazla uzatmadan neler yiyip içtiğimize gelelim. Aceleniz varsa gezilecek yerler için aşağıdaki maddelere tıklayarak açıklamalarına hızlıca da ulaşabilirsiniz.
1.Holybelly 5
2.Cedric Grolet Opera
3. 5 Pailles
4.Le Grenier A Pain Abbesses
5.Pink Mamma
6.La Felicita
7.La Chaise Au Plafond
8.Cafe Panis
9.L’eclair de Genie
10.Laduree
11.Odette Paris
12.Cafe de Flore
13.Les Petits Mitrons
14.Les Gourmandises Du Trocadero
15.Du Pain et des Idées
1.Holybelly 5
Paris’teki ilk kahvaltımız bizi kalbimizden vurdu diyebilirim. Denediğimiz tatlı ve tuzlu pancake tabakları oldukça başarılıydı. Çalışanları da inanılmaz sıcak insanlar. Turistik bir yer olduğu için birazcık sıra bekleyebilirsiniz, sabah erken saatlerde gelmenizi tavsiye ederim.
Menünün linkine buradan ulaşabilirsiniz. Konumunu da buraya bırakıyorum.
2.Cedric Grolet Opera
“Kruvasandan sanat nasıl yapılır?” sorusunun cevabı burada. Her bir kıvrımı elle tek tek çizilmiş olan kruvasanları aldıktan sonra bir süre yemeğe kıyamadım. Yedikten sonra da bittiği için dakikalarca üzüldüm. Kruvasan hastası bir insan olduğumu belirtmeme gerek kalmamıştır diye düşünüyorum.
Neredeyse her gün bir yerlerde kruvasan denedik, hiç birine kötü diyemem ama burası bambaşkaydı. Kruvasandan hem görsel olarak hem de lezzet olarak üst düzey bir çıktı yaratan bu şefe saygılarımı sunuyorum. Hala ara ara burayı anıyoruz, bir sonraki Paris’e gidişimde her gün buradan kruvasan yeme hayalleri kuruyorum.
Sizinle Instagram’dan paylaşmadığım bir şeyi paylaşmak istiyorum. Paris’ten dönerken eve kruvasan getirmek için büyük plastik bir kap eklemiştim valizimize. En beğendiğim yerden kruvasan alarak bu kutuya koyacaktım ve deforme olamadan eve kadar getirecektim. En beğendiğim Cedric Grolet Opera bizim dönüş günümüzde kapalı olunca bütün planlarım suya düştü. Plastik kabı boş getirip boş götürdüm. Siz siz olun buraya gideceğiniz zaman açık olup olmadığını mutlaka teyit edin. Bir de sabah 09:30 buranın açılış saati, mutlaka ama mutlaka bu saatten en az 15 dakika önce burada olmanızı tavsiye ederim. Buraya kadar gelmişken eliniz boş dönmeniz beni üzer. Tatlılarının da kruvasanı kadar başarılı olduğunu bir çok kişide okudum, benim yerime de denersiniz.
İsterseniz içeride oturup kahvaltı yapabilir isterseniz de paket olarak alabilirsiniz. Biz buradan kruvasanlarımızı paket yaptırıp Kafe Kitsune’den de kahvemizi alarak Jardin des Tuileries’te kahvaltımızı yapmayı tercih ettik.
Konumunu buraya bırakıyorum.
3. 5 Pailles
Otelimize birazcık uzak kalsa da sabah erkenden kalkıp 5 Pailles’in leziz kahvaltısını denemeyi ihmal etmedik. Sahipleri Türk olduğunu duyunca istemsiz gelen “para yabancıya gitmesin” güdüsü de bunu desteklemiş olabilir. Öyle ya da böyle geldik ve denediğimiz her şeyden memnun kalarak ayrıldık. Fiyatları görmeniz için menüyü buraya bırakıyorum. Menüde yer alan çılbırı denemediğim için hala aklımda, deneyenlerden yorum bekliyorum.
Konumunu buraya bırakıyorum.
4.Le Grenier A Pain Abbesses
Burası aslında bir fırın, kahvaltılık bulabileceğiniz bir yer değil. Biz fırından kruvasan ya da sandviç tarzında şeyler alıp en yakın parkta kahvemizle atıştırmayı sevdiğimiz için Montremarte’ye gideceğiniz günü de böyle planladık. Eğer güzel bir havada Paris’i geziyorsanız bence mutlaka denemeniz gereken şeylerden biri de bu. Paris’in pahalılığına bir nebze olsa iyi geleceğini de belirtmem gerekir. Kruvasanını beğendiğim yerlerden biri de burasıydı.
Fırında sıra beklerken dayanamayıp diğer ürünlerinin de fotoğrafını çektim. Fikir olması için onları da aşağıya ekliyorum.
Konumunu buraya bırakıyorum.
5.Pink Mamma
Paris’in en sevdiğim akşam yemeğine geldi sıra. Her katında ince düşünülmüş dekorasyonunu gördükten ve aklınızdan çıkmayacak lezzetlerini denedikten sonra neden en sevdiğim olduğunu anlayacaksınız.
Pink Mama’yı öğlen ya da akşam yemeği için değerlendirebilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken en önemli unsur buraya rezervasyonsuz gelmemek. Dışarıda çılgın bir sıra beklemek zorunda kalmamak için rezervasyonunuzu planlarınız netleşir netleşmez yapmalısınız. Biz Paris’e gelmeden iki hafta önce buraya rezervasyonumuzu yapmıştık.
Yediklerimizin lezzetlerine gelecek olursak her biri için mükemmel diyebilirim. Sadece biz farkında olmadan kritik bir hata yaptık: ikimiz de trüflü yemekler tercih ettik. Trüf başlı başına ağır bir tad olduğu için iki yemeği de trüflü seçince bize biraz fazla geldi. Böyle bir hata yapmadığınız sürece porsiyonların boyutları normal düzeyde ancak lezzetleri beklentinizin ötesinde kalacaktır. Fiyatları görmeniz için menüyü buraya bırakıyorum.
Belirtmek istediğim bir diğer husus da ilk defa gördüğüm online ödeme sistemi. Eğer kredi kartı ile ödeme yapacaksanız sitelerinde yer alan sayfadan ödemenizi gerçekleştirebiliyorsunuz. Bence bu sistemin tüm dünya geneline acil olarak yayılması lazım!
Konumunu buraya bırakıyorum.
6.La Felicita
Pink Mamma ile aynı aileden olan La Felicita tam bir konsept cenneti. Farklı farklı yiyecek çeşitlerini bir arada bulabileceğiniz modern bir pazar diyebilirim burası için. Hamburgerden makarnaya, atıştırmalıklardan tatlılara, sayamayacağınız kadar alkollü alkolsüz içeceklere kadar her şeyi burada bulabilirsiniz. Hangi yiyeceği ya da içeceği istiyorsanız satıldığı yerden alıyor ve hepsinin ortak alanı olan masalarda yiyorsunuz. Akşam yemeği saatinden biraz daha önce giderseniz iyi olur çünkü burası yoğun ilgi gören bir yer. Her ne kadar geniş bir alanı olsa da hızlıca doluyor.
Konumunu buraya bırakıyorum.
7.La Chaise Au Plafond
Fransız yemeklerini deneyebileceğiniz lezzetli bir yer olarak not alabilirsiniz burayı. Standart akşam menülerinden bir tane söyleyip yanına da bir tane daha ana yemek ekledik. Başlangıç, 2 ana yemek, tatlı ve iki kadeh şaraba toplamda 86 Euro hesap ödedik. Farklı bir Avrupa ülkesinde 60 civarında tutacak hesap maalesef Paris gerçeklerinde bu fiyatta oluyor. Yediklerimizin içinde en çok kızarmış ördeği beğendiğimizi özellikle belirtmem lazım.
Konumunu buraya bırakıyorum.
8.Cafe Panis
Soğuktan kendimizi tesadüfen attığımız yine muhteşem lezzetlere sahip bir yerden bahsedeceğim. Öğlen ya da akşam yemeği için klasik Fransız lezzetlerinden arıyorsanız burayı listenize kaydedebilirsiniz. Soğan çorbası ve etli bir patates yemeğinden (beef bourguignoon) denedik. Yemekler ve 2 bardak şarap dahil 34 Euro hesap ödedik. Notre Dame manzaralı bir masada yer bulursanız yemeğinizi daha da keyifli hale getirebilirsiniz.
Konumunu buraya bırakıyorum.
9.L’eclair de Genie
Gurme değilim ama gurmelerin bahsettiği o damaktaki notaların hepsini tek tek burada yediğim bu eklerde hissettim diyebilirim. Bunlar ekler ise biz yıllardır başka bir tatlı yiyormuşuz. Özellikle üzerinde pikan cevizi olan vanilyalı olan eklerini ben çok beğendim. Uğur da limonlu tercih etti, o da lezzet olarak gayet başarılıydı.
Fiyat olarak da farklı olduğunu itiraf etmem lazım. İki tane standart boyda eklerin fiyatı 13 Euro. Bu tarz bir lezzet bence bu parayı son kuruşuna kadar hak ediyor.
Fotoğrafları depoladığım cihazda yaşadığım sorundan dolayı bir türlü buradaki fotoğraflarıma ulaşamadım. Merak edenler için Instagramda öne çıkardığım hikaye serisini buraya bırakıyorum. Biraz ilerledikten sonra burası ile ilgili paylaşımlarımı da göreceksiniz.
Sadece paket servis olarak çalıştıkları için buradan eklerinizi aldıktan sonra farklı bir yerde yemeniz gerekiyor.
3 farklı yerde konumu mevcut, size uygun olanını seçmeniz daha doğru olacaktır.
10.Laduree
Makaron seviyorsanız Laduree’da mutlaka denemelisiniz. Kaç çeşit var sayamadım ama ben en çok fıstıklı olanını sevdim. Küçüklerin tanesi 2.40, büyükler de 5.50 Euro. Paris’in dört bir yanında şubesi olduğu için bulunduğunuz konuma göre aratırsanız en yakınınızdakine kolayca ulaşabilirsiniz.
11.Odette Paris
Paris’in klasikleşen lezzetlerinden choux la creme ‘den de denemeyi ihmal etmedik. Bu yuvarlakların her çeşidinde dışındaki incecik hamur değişmiyor sadece içindeki dolguya göre çeşitler farklılaşıyor. 6’lı paketi 11,90 Euro.
Konumunu buraya bırakıyorum.
12.Cafe de Flore
Paris’in en ünlü kafelerinden biri olan Cafe de Flore’u çay ve kahve molası için tercih ettik. Ünlü olduğu için önündeki sıra kaçınılmaz, biz soğuk bir havaya denk geldiğimiz için 3-4 dakika kadar bekledikten sonra oturabildik.
İçeride tam bir Fransız havası var, fiyatlar Paris ortalamasında, bir şeyler yemekten ziyade burada çay ya da kahve içerek havasını solumanızı öneririm.
Konumunu buraya bırakıyorum.
13.Les Petits Mitrons
Meyveli tartları seviyorsanız burayı da denemenizi isterim. Şahsen ben çok severim ancak burayı çok beğenemedim. Burada tart deneyip çok beğenen kişi sayısı oldukça fazla olduğu için sizin de denemenizi tavsiye ederim. (Belki de benim damak tadım farklıdır.) Minik bir dükkan, oturacak iki küçük masa var. Elde de rahat yiyebileceğiniz bir yiyecek olduğu için gezerken bile yiyebilirsiniz.
Konumunu buraya bırakıyorum.
14.Les Gourmandises Du Trocadero
Eyfel’in en güzel göründüğü yerlerden biri olan Trocadero’da yer alan bu küçük işletme gerçekten işini baya iyi yapıyor. Listemizde olan bir yer değildi, yanından geçerken güzel koktuğu için dayanamayıp aldık. Yeniden yolumuz buraya düşünce ikinci defa da yedik. Lotuslu olanda özellikle kalbimi bıraktım.
Konumunu buraya bırakıyorum.
15. Du Pain et des Idées
Kruvasan için tavsiye edilen yerlerden de birisi burasıydı. Tabi ki denedik! Ancak kruvasanını çok beğendiğim söylenemez. Kruvasan için bu yazıdaki en az beğendiğim yer olarak düşünebilirsiniz. Yemek zevkleri kişiden kişiye göre değiştiği için yine de listeye eklemek istedim. Kruvasan dışında aldığımız flan isimli tatlı çok başarılıydı.
Konumunu buraya bırakıyorum.
Aralıksız devam eden keşifler için takipte kalın.
Yorum Yapabilirsiniz